Patara Kaş’a 45 km mesafededir. Coğrafi yapısı ve konumu ile Likya’nın önemli doğal limanlarından biri olan Patara antik kenti, çölü anımsatan kumlarıyla ve temiz denizi ile 18 km devam eden sahil bandının hemen gerisinde kurulmuş. Patara’da yerleşim alanı, Gelemiş Köyü antik kentinin 2 km gerisinde yer almaktadır. Ayrıca bölge betonlaşmaya karşı koruma altına alınmıştır.

Antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmış durumdadır. Kent ve limanı yaklaşık 3 km uzunluğundaki vadinin girişindedir. Patara Limanı, Xanthos (Eşen) Çayı’nın getirdiği alüvyonlarla dolunca bugünkü görünümünü almıştır. Kentin adından ilk kez Heredotos söz eder. Ayrıca Patara, mitolojiye göre Artemis ve Apollon’un doğduğu yerdir. Aynı zamanda “Noel Baba” olarak adlandırılan St. Nicholas’ı doğduğu ve büyüdüğü yer olarak anılıyor. Hz. Isa’nin havarilerinden St. Paul, Roma’ya gitmek için Patara’dan gemiye binmiştir.

Şehir Bizans Dönemi’nde de önemli bir konum edinmiştir. M.Ö. 168/167 yılından M.S. 43 yılına kadar Likya Birliği’nin başkenti olan şehir, bu tarihten sonra kaynaklarda Roma’nın eyaleti olarak geçiyor.

Tarihi boyunca çeşitli nedenlerle bölgenin en önemli şehri olan Patara, Xanthos Vadisi'ndeki denize açılabilecek tek yer olmasıyla önemini arttırıyor. Tarihteki ilk demokrat meclisi olan "Likya Birliği Meclis Binası"na ve İmparator Neron’un M.S. 54 yılında prestij projesi olarak yaptırdığı dünya üzerinde kendi orijinal malzemesiyle ayağa kaldırılacak olan ilk fenere ev sahipliği yapan Patara’da, Osmanlı döneminden kalan ilk telsiz telgraf istasyonu da bulunuyor. Ayrıca Fenerin üzerinde altın harflerle kimin tarafından yapıldığı ve yapım tarihi ile ilgili bir yazıt bulunmaktadır. Aynı zamanda dünyadaki ikinci deniz feneri olarak inşa edilen Patara Deniz Feneri, iki tane olarak inşa edilmiş fakat birisi kumlar altında kalmış.

Patara’ya girilirken yol üzerinde Likya tipi Roma Devri mezar anıtları görülür. Girişte üçgözlü Zafer Takı, sular altında kalmış nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamının kalıntıları vardır. Bunun 100 m ilerisinde son kazılarda Likya şehirleri arasındaki mesafeyi gösteren yol kılavuzu bulunmuştur. Kılavuz, Dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhasıdır.

Zafer Takı’nın batısındaki tepenin yamaçlarında Likya tipi lahitlerin bulunduğu mezarlık alanı bulunuyor. Kentin güney ucundaki Kurşunlu Tepeye yaslanmış olan ayrıca Helenistik Dönem özellikleri gösteren Patara Tiyatrosu (M.Ö. 2.yy.), tahmini 10.000 kişiliktir. Tiyatronun kumla kaplı bölümleri temizlenmiş ve yapı ortaya çıkarılmıştır.

Antik kentte yer alan Vespasianus Hamamı M.S. 69-79 yılında inşa edilmiştir. Hamamın yanındaki patika yol izlenirse, Patara’nın mermer döşeli ana caddesine ulaşılır. Caddenin ilerisinde Bizans Kalesi’nin geniş duvarları ile karşılaşılır. Bu kalenin doğusunda Korint Tapınağı ve batı ucunda Bizans Kilisesi yer alır.

Patara Plajı, 18 km uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun kumsalına sahip plajıdır. Çevre Bakanlığınca “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen Patara Plajı, Caretta Caretta yani deniz kaplumbağalarının üreme alanıdır. Caretta Caretta’ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanmaktadır.